Bin Yıllık Uykudan Uyanan İyilik
İyilik, bin yıldır uyuyormuş.
İnsanların yüreklerinde kendine bir yuva yapmış ve uykuya dalmış. O kadar uzun zamandır, o kadar derin bir uykudaymış ki, herkes onu unutmuş bile.
Kardeşi Kötülük ise, parmaklarının ucuna basarak İyilik'in etrafında dolaşıyor, derin uykusundan uyanmaması için çabalıyormuş.
Kötülük, İyilik'in uyanmasını istemiyormuş. Bu yüzden de Sevinç'e ve Merhamet'e kızar, gürültü yapmamaları için onları uyarırmış:
'Pısst! Çok yaygara yapıyorsunuz. Zavallı İyilik'i uyandıracaksınız. Sessiz olsanıza!'
Kötülük bunları söylerken, aslında İyilik'e acır gibi yaparmış. Ona kıyamadığı için, çok sevdiği kardeşinin uykudan uyandırılmasını istemez gibi davranırmış. Ama gerçekte, İyilik'in kendinden hesap soracağını bildiği ve bundan korktuğu için uykudan uyanmasını istemezmiş.
Kötülük neden korkuyormuş peki?
İşte şimdi anlatacağım masalın konusu da bu.
Çok çok eskiden bir bahar günü İyilik çok yorulmuş. İnsanların yaşamını iyileştirmek, onları mutlu etmek için o kadar çok çalışmış ki, biraz dinlenmek istemiş. Bir çayıra uzanmış. O sırada Kötülük gelmiş, gülümseyerek selam vermiş, 'Nasılsın kardeşim? İyi görünmüyorsun. Yorgun musun yoksa?' diye sormuş.
'Evet, çok yorgunum,' demiş İyilik. 'Hiç gücüm kalmadı. Binlerce yıldır hiç ara vermeden çalışıyorum. İnsanların ekmekleri olsun diye tarlalarını sürüyor, buğdayları ekiyor, sonra biçiyorum. İnsanların meyveleri olsun diye meyve ağaçlarına bakıyorum. İnsanların eti, sütü olsun diye hayvan besliyorum, koyunların, ineklerin peşinde dolanıyorum. Gerçekten çok yoruldum artık. Biraz dinlenmek istiyorum.'
'Ee, uyu o zaman,' demiş Kötülük, için için sevinerek.
'Ama ben uyursam bu ekili topraklara kim bakacak? Kuzulayan koyunları kim besleyecek? Tomurcuğa duran ağaçları böceklerden kim koruyacak? Çocukları, yaşlıları kim esirgeyecek?'
'Ben ne güne duruyorum?' demiş Kötülük. 'Senin yerine elbette ben bakabilirim bir süreliğine.'
Kötülük işte bu günleri bekliyormuş. İyilik'in işine biraz ara vermesini ve dünyanın kendine kalmasını istiyormuş. Elbette bunu kardeşine söylememiş. Sadece kardeşinin bir an önce uyuması için dil dökmüş:
'Sen rahat ol kardeşim. Ben senin yaptığın işleri yarım bırakmam. Biraz uyu, kendine gel. Göreceksin, uyandığında her şey tam senin istediğin gibi olacak. Hatta daha da güzel olması için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum.'
Bu sözler üzerine İyilik, gözlerini kapatmış ve insanların yüreklerinde derin bir uykuya dalmış.
İyilik uyur uyumaz, Kötülük'ün yüzündeki sevimli gülümseme, korkunç bir kahkahaya dönüşmüş. Önce İyilik'i sağlam zincirlerle bağlamış.
'Artık bu dünyanın efendisi benim!' diye haykırmış ve işe koyulmuş...
Tohumların yeni ekildiği tarlalara seller göndermiş.
Çiçeğe duran meyve ağaçlarının dallarını doluyla kırıp parçalamış.
Sebzeleri dondurucu soğuklarla yok etmiş.
Köylüleri, azgın fırtınalarla evsiz bırakmış.
İnsanlar ve doğa böyle ezildikçe, dünya Kötülük'ün mutluluk kahkahalarıyla çınlıyormuş.
İnsanlar arasında savaşlar çıkarmış.
Çocuklar, ekmeksiz, sütsüz kalmış.
Bütün bunlar olurken, Kötülük mutluymuş mutlu olmasına ama için için de korkuyormuş. Çünkü kardeşlerinden Özgürlük, Sevgi ve Merhamet'in İyilik'i uyandırmaya çalıştıklarını biliyormuş.
'Ya İyilik ansızın uyanırsa? Ya bu dünyada yaptıklarımı görürse? Ya sözümde durmadığım için bana kızarsa? Ona ne derim?' diye endişeleniryormuş.
Sonunda bir gün İyilik, annelerin ve çocukların göklere kadar yükselen çığlıklarını duyarak uyanmış.
İyilik'in bin yıllık uykusundan uyandığını gören Kötülük hemen yanına koşmuş, onu tekrar uyutmaya çalışmış.
'Kardeşim, uyumana devam et. Daha yeni uykuya daldın. Her şey yolunda burada, merak etme,' demiş.
Ama artık uyanan İyilik'i kandırmak pek de kolay değilmiş.
Annelerin ve çocukların acı çektiğini fark eden İyilik yerinden doğrulmak istemiş. Ama zincirlerinin buna izin vermediğini anlamış. Kötülük ise yine kahkahalar atarak zincirleri daha da sağlamlaştırmaya çalışıyormuş.
Kötülük, uykusundan uyanan İyilik'i hiçbir zincirin durduramayacağını henüz bilmiyormuş. Zincirler tek tek kopmaya başlamış. Çünkü İyilik'e Sevgi, Merhamet ve Özgürlük de yardım ediyorlarmış.
İşte Kötülük'ün bu dünyadaki efendiliği böylece sona ermiş ve insanlar yeniden İyilik'e kavuşmuşlar.
Ama Kötülük hala fırsat buldukça ortalığı karıştırmaya, savaşlar çıkarmaya devam ediyor. Onu engelleyebilmenin tek yolu iyi şeyler düşünmek, iyi şeyler yapmak...
Zoltan Zelk
-resim alıntıdır-
Az önce Bahar Masalları'nda okuduk, paylaşmak istedim:)
sevgilerimle
Teşekkürler:) Hayat iyilik ve güzelliklerle dolu olsun..
YanıtlaSilAmin İlknur hanımcım. Peace of world:)
YanıtlaSil